Çoğu tur rehberinin ve arkeoloji sevenlerin Türkiye’de en güzel 5 antik kent arasına aldığı Afrodisias Antik Kenti gerçekten görülmesi gereken nadir yerlerden biri. Afrodisias hikayesi hem antik hem de yakın tarihiyle keyif veriyor. Çok tarihi detaya girmeden hızlıca Afrodisias hakkında kısa bilgi sunalım.
Afrodisias Antik Kenti Nerede?
Aydın’ın Karacasu ilçesinde Geyre köyü yanında yer alıyor. Geyre köyünün adı da burada yaşayan Karya kaviminden geliyor.
Afrodisias Hikayesi
Afrodisias tarihi M.Ö. 25 yüzyıla dayanıyor. Karyalılar, Romalılar ve Bizanslılar burada yaşadı.
Afrodisias İsmi Nereden Geliyor?
Kentin adı tanrıça Afrodit adına yaptırılan meşhur tapınağından geliyor. Afrodit’in yöresi anlamına geliyor.
Ara Güler ve Afrodisias
Afrodisias Antik Kenti Hikayesi yakın tarihiyle daha çok ilgi çekiyor. Sebebi dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Ara Güler‘in 1950’li yıllarda burada bir baraj fotoğraflaması sırasında köylülerin antik eserler üzerinde tavla oynaması, lahitlerin içinde üzüm ezilmesi gibi eylemlerini fark edince burada bir şeyler olduğunu ABD New York Üniversite’sine iletir ve daha sonra kazı ile adı anılacak Prof. Dr. Kenan Erim başkanlığında kazılar başlar. Kenan Erim Türkiye’de mezarı antik kentte olan tek arkeologtur.
Afrodisias Antik Kenti Giriş Ücreti
Senenin her günü gezilebilen Afrodisias Antik Kenti’nin giriş ücreti 280 TL’dir. Ancak müzekart ile ücretsiz ve burada kolaylıkla müzekart çıkıyor. Sesli rehber alınması önerilir onun ücreti de 60 TL.
Afrodisias antik kenti müzesi
Antik kente ilk girişte karşınıza Tetrapylon Caddesi ve tüm ihtişamıyla Tetrapylon yapısı çıkar.
Tetrapylon ne demek? 4 kapı anlamına gelir.
Daha sonra karşınıza Afrodit Tapınağı çıkar. Antik dönemde insanlar bu tapınak üzerinden tanrıya hediyeler verir ve hayvan kurban ederlermiş.
Tapınaktan sola dönünce karşınıza Bouleuterion denen meclis karşınıza çıkar. Bu büyük mecliste dönem dönem etkinlikler de olurmuş. Ancak şehrin asıl antik tiyatrosu başka.
Afrodisias Antik Kenti’nde daha sonra görecekleriniz Agora ve tabi ki Antik Tiyatro. Ancak burada herkesi etkileyen bir yer var ki o da şüphesiz stadyum. Neredeyse 40.000 kişilik olan stadyum dönemin en büyüklerinden ve hala tüm heybetiyle duruyor.
Afrodisias heykelleri ile meşhurdur. Yanında bulunan Babadağ’dan çıkarılan mermerler ile tüm imparatorluğun en iyi heykel ustalarının burada yetişmiş.
